YENİ ANAYASA

YENİ ANAYASA
1 Temmuz 2025 01:44
2
A+
A-

Suay Karaman

Yaşadığımız günlerde ülkemizde her konuda durum çok endişe verici, sıkıntılı ve üzücüdür. Ülkemizde laik, bilimsel ve çağdaş eğitim bitirilmiş, ekonomik sorunlar tavan yapmış, açlık, yoksulluk ve yolsuzluk alıp başını gitmiş, hukuk dışı tutum ve davranışlar büyük boyutlara ulaşmıştır. ‘Terörsüz Türkiye’ masalıyla toplum oyalanmakta, siyasi belirsizlikler sürmektedir. Yıllardır yanlış yönetilen ülkemizde tüm bu sorunların çözümü için siyasi iktidar ve destekçileri tarafından ‘Yeni Anayasa’ yapımı gündeme getirilerek, sihirli bir formül gibi halka sunulmaktadır. Ülkeyi yönetemeyenler, Atatürk, cumhuriyet ve laiklikle sorunu olanlar, kendi suçlarını anayasaya atmaktadır.

Darbe anayasası denilen 1982 Anayasası’nın yaklaşık %70 kadarı değiştirilmiş ve bu değişikliklerin çoğu da AKP iktidarı tarafından yapılmıştır. Yeni anayasa yapımı için ‘sivil anayasa’ diyenler, zaten yürürlükteki anayasanın sivil iktidarlar tarafından değiştirildiğini unutmuş gözükmektedir.

Anayasa, devletin temel işlevini yerine getirecek organları belirleyen, devletin nasıl yönetileceğine yön veren, kişilerin hak ve özgürlüklerini güvence altına alan, devlet ile birey ve birey ile birey arasındaki ilişkileri düzenleyen yazılı ve bütünsel bir belgedir. Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirten devletin temel yasasıdır.

14 Mayıs 2023 tarihinde seçilen TBMM üyeleri, mevcut anayasaya bağlılık yemini ederek, görevlerine başlamıştır. Bu nedenle mevcut anayasaya bağlılık yemini eden TBMM üyelerinin yeni bir anayasa yapma yetkisi yoktur. Bu durumda TBMM üyelerinin mevcut anayasayı tamamıyla yok sayarak, yeni bir anayasa yapmaya çalışması etik olmadığı gibi açıkça suçtur. Anayasa yapmayı, diğer yasaları yapmak ile birbirine karıştırmamak gerekir.

Yeni anayasa yapma şartlarını oluşturmak için, öncelikle halkın yeni bir anayasa isteyip istemediği halkoyuna sunulmalıdır. Bu halk oylamasında nitelikli bir çoğunlukla evet oyu çıkarsa, barajsız bir seçimle kurucu meclis oluşturulur. Bu kurucu meclisin hazırlayacağı yeni anayasa taslağı, yeniden halkoyuna sunulur. Yeni bir anayasa ancak bu şekilde yapılır. Bir kurucu meclisin yapabileceği yeni anayasayı, kurulu meclise yaptırmaya çalışanlar, tarihin sorumluluğundan kaçamayacaklarını da unutmamalıdır. 23 yıldır ülkeyi yöneten bitik iktidar ile silik muhalefetin birlikte yapacağı yeni anayasa, hiçbir sorunu çözemeyeceği gibi, sorunların daha da ağırlaşmasına neden olacak ve cumhuriyetimizle hesaplaşmaya gidecektir.

Budapeşte’de Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın ev sahipliğindeki Türk Devletleri Teşkilatı Gayrıresmî Zirvesi’nden dönüşte 22 Mayıs 2025 tarihinde gazetecilere açıklamada bulunan AKP genel başkanı Tayyip Erdoğan, yeni anayasa konusunda ana muhalefete çağrıda bulunarak şunları söyledi: “Bütün mesele, acaba Cumhuriyet Halk Partisi de bizlerle ortak, müşterek bir sivil anayasa yapma yolculuğuna çıkar mı? Önemli olan bu. Diyoruz ki gelin el ele verelim. Komisyonlarımızı kuralım ve bu komisyonlarla beraber sivil anayasayı bir an önce oluşturalım ve milletimize takdim edelim. Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz. Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok. Atacağımız adımlarla ülkemizin itibarını nasıl yükseltiriz, derdimiz bu.”

Aslında yeni ve sivil bir anayasa yapmaya gerek yoktur. Dünyanın en demokratik, en çağdaş ve en kusursuz anayasası olan 1961 Anayasası’na bakmak yeterlidir. 27 Mayıs 1960 Devrimi’nden sonra, büyük çoğunluğunu sivillerin oluşturduğu Kurucu Meclis tarafından yapılan 1961 Anayasası, sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyada en iyi, en özgürlükçü anayasalarından biri olarak kabul edilmektedir. 1961 Anayasası’nın bazı maddeleri günümüz şartlarına göre güncellenirse, yapılacak anayasa değişikliği tamamlanmış olur.

27 Mayıs 1960 Devrimini gerçekleştirenler, eylemin yapıldığı gün, yeni anayasa çalışmalarına katkı vermek üzere İstanbul ve Ankara Üniversiteleri Hukuk Fakültelerinden akademisyenleri çağırırdılar. İstanbul’dan gelen yedi akademisyen Ord. Prof. Dr. Sıddık Sami Onar, Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Prof. Dr. Hüseyin Nail Kubalı, Prof. Dr. Ragıp Sarıca, Prof. Dr. Naci Şensoy, Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya, Doç. Dr. İsmet Giritli ile Ankara’dan üç akademisyen Prof. Dr. Muammer Aksoy, Prof. Dr. İlhan Arsel, Prof. Dr. Bahri Savcı ile yeni anayasa taslağını hazırlamak için komisyon kurulur ve çalışmalar başlatılır.

1961 Anayasası’nı yapan 256 üyeli Kurucu Meclis’in 10 üyesi devlet başkanı, 18 üyesi Milli Birlik Komitesi tarafından atanmıştır. Geri kalan 228 üyenin 75’i illerin, 74’ü siyasi partilerin ve 79’u diğer kuruluşların yaptığı seçim sonucu belirlenmiştir (Barolar 6, Basın 12, Muharipler Birliği 2, Esnaf Kuruluşları 6, Gençlik Temsilcisi 1, İşçi Sendikaları 6, Odalar 10, Öğretmen Kuruluşları 6, Tarım Kuruluşları 6, Üniversiteler 12, Yargı Organları 12). Askeri yönetim zamanında yapılsa da 1961 Anayasası’nın oluşumunda sivillerin katkısı çok büyüktür.

Kurucu Meclis’in yaptığı 1961 Anayasası, 9 Temmuz 1961 tarihinde halk oylamasına sunulmuş ve %62 oy oranıyla kabul edilmiştir. 1961 Anayasası, sadece bizde değil, dünyada da en özgürlükçü anayasalardan biri olarak tarihteki yerini almıştır. Demokrasinin temellerini geliştiren ve pekiştiren 1961 Anayasası getirdiği birçok yeni kurum ve kuruluşla devlet ve topluma yeni ilke ve değerler kazandırdığı gibi, ülkemizin sosyal, siyasal, hukuksal, kültürel ve demokrasi alanındaki gelişmelerine de öncülük etmiştir.

Yıllardır ülkemizde sivil darbe yapanların, sivil anayasa söylemleri gerçekçi değildir. Atatürk’ün ulusal egemenlik ve laiklik ilkesini en önemli bir kurum olarak benimseyen 1961 Anayasası’nı önümüze koyarak, ülkemizi aydınlıklara taşıyacağımız göz önünde bulunmalıdır.

Azim ve Karar, 30 Haziran 2025