LOZAN’DAN SEVR’E

LOZAN’DAN SEVR’E
24 Temmuz 2025 00:34
128
A+
A-

Ceyhun Balcı

Sevr’den Lozan’a bin bir emekle, kanla, canla gelmiştik. Yoksul ve yoksun ama başı dik, onurlu Türk milleti böylelikle çağdaş bir devlet kurmanın sağlam temelini atmıştı.

Yüz yıl sonra Lozan’dan Sevr’e giden yola çıkılacağını kestirsek de dillendirmek içimizden gelmezdi.

Artık, bundan da kaçınamıyoruz!

Önce terörist başını TBMM’ye çağıran ses işitildi. Düne dek asalım, keselim, kapatalım diyenlerin bu isteğinin kendi istençlerinden çok dış kaynaklı olduğunu anlamak güç değildi.

Anahtar sözcük : Misakı iktisadinin çökmesine eklenen iktidarda kalma zorunluluğu.

Dış kaynak olarak ABD’nin Ankara elçisi öne çıktı son günlerde.

İşe Osmanlı millet sistemi güzellemesiyle başladı. Osmanlıcılık düşleriyle yanıp tutuşan iktidarın arayıp da bulamadığı fırsat ayağına gelmişti. Elçi görünümlü sömürge valisini “istenmeyen adam” sayacakları yerde ümmet güzellemeleriyle olumlu yanıt vermeyi yeğlediler ona. Başka deyişle dış Sevrcilere, içten destek gelmiş oldu.

Aldığı olumlu geri bildirimden hoşnut kalan elçi bu kez “ulus devletler çıkarımıza değil” diyerek el yükseltti.

Ümmetleşmenin hız kazandığı yerde ulus devletin yerinde yeller esmesi olağan bir durumdu.

İktidarından başka kaygısı olmayan, iktidarını korumanın ötesine geçerek sonsuzlaştırmaya çalışan iktidarın varlığı emperyal güçlerin arayıp da bulamadığı olanaktı.

İktidar sonsuzlaşırken, 100 yıldır pusuda bekleyen emperyalizm özlediği hedefe ulaşma düşlerini gerçekleştirmeye doğru yol almaya başladı.

Yugoslavyalaştırma bu topraklarda kabul görmeyeceği için biçem değiştiren iktidar-emperyal işbirliği Lübnanlaştırma kartını oynamayı daha sonuç alıcı bulmuş olmalı ki iktidarın sözcüsü konumundaki MHP’den “bir Alevi bir de Kürt cumhurbaşkanı yardımcısı” sesi duyuldu.

Hedefe giderken her yol geçerlidir diyen bir iktidar varken yönetenlerin bu tutumu şaşırtıcı değildi.

Kurucu partinin de içinde olduğu siyaset kurumlarının, sömürgeciliği diriltme çabalarına kararlılıkla karşı çıkmamaları üzerinde durulmaya değerdir.

Siyasetin işbirlikçiliğine ve sessizliğine Türk milletinin edilgenliğinin eşlik ediyor oluşu ürkütücüdür.

Siyasetçilerin aymazlık içinde oldukları açıktır.

Türk milleti Lozan’dan Sevr’e dönüşle neler yitireceğinin 100 yıl önce kanla, canla edindiklerini o gün yendiği düşmana bugün altın tepside sunacağının farkında değil midir?

Azim ve Karar, 24.07.2025

ETİKETLER: ,