İZNİK 1925’İ ANIMSAMA ZAMANI

İZNİK 1925’İ ANIMSAMA ZAMANI
27 Kasım 2025 18:22
4
A+
A-

İznik Konsili İS 325’te toplandı. Hıristiyanlığın var olma çabalarının bir parçasıydı o konsil. Din içindeki ayrışmaların önüne geçmenin yanı sıra uzlaşma arayışlarının ürünüydü.

Bugünlerde bu önemli olayın 1700. Yıldönümü geldi çattı.

Bir telaş, pür telaş!

Papa ve ona eşlik edeceklerin yanı sıra ekümeniklik peşindeki Fener Patrikhanesi bu yıldönümünün başrol oyuncuları olarak öne çıkıyor.

Erdoğan-Trump görüşmesinden sonra Cumhurbaşkanı’nın “dönüşte sayın Bartholomeos’la da görüşeceğiz” sözleri o gün boşlukta yankılanıp gitti.

İznik Konsili yıldönümü konusunda farklı yorumlar işitilecek!

Medeniyetler buluşması diyenden basit bir yıldönümü etkinliği diyene varıncaya dek çeşitli sesler çıkacak.

Bunlara inanmak için saf olmak gerek!

Bu etkinliğin önde gelen kurumlarından Fener Patrikhanesi, Lozan görüşmelerinin önemli başlıklarından biriydi. Patrikhanenin sınır dışına çıkartılamadıysa da dinsellikle sınırlanması sağlandı. Fatih Kaymakamlığı’na bağlı bir kuruma dönüştürülmesi önemli başarıdır.

Demokrat Parti dönemiyle birlikte bu konuda da batıya göz kırpıldı. Bu yaklaşımdan güç alan Patrikhane dinsel kurum olmaktan uzaklaşarak ekümenikleşme çabalarını yoğunlaştırdı. Patrik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump’la görüşmesinden bir süre önce Türkiye’yi Trump’a şikâyet etti.

Her geçen gün güç yitiren batı emperyalizmi konumunu koruyabilmek için yalnızca mezhepleri değil dinleri de birleştirme çabası içindedir. Musevi-Hıristiyan bütünleşmesi olarak da görülebilecek Evanjelizm buna örnektir.

İznik Konsili’nin 1925’teki 1600. Yıldönümünde Atatürk, yarın İznik’te gerçekleştirilecek buluşmanın benzerine izin vermedi. Yalnız savaşmayı değil barışmayı da çok iyi bilen kurucu ve kurtarıcı emperyalizmin Türkiye’nin birliğini ve dirliğini bozmak için her yolu deneyebileceğinin farkındaydı. İlk bakışta sorunsuz görünen İznik buluşmasına bu yanından bakınca izin veremezdi.

İznik Konsili için Türkiye’ye gelen Papa XIV. Leo Cumhurbaşkanlığındaki törende Türkiye’yi övücü sözleriyle geliş amacını karartmayı seçti. Elbette şaşırtıcı değildi bu yaklaşımı.

İznik 1925’in 100 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti’ne yol göstermesi beklenirdi.

Elli bin kişinin katili teröristbaşıyla masaya oturulabilen Türkiye’de İznik Konsili konusunda duyarlılık beklemek düşten öteye geçemezdi.

Dünyaya ve uluslararası ilişkilere emperyalizm penceresinden bakmayı öğrenemediğimiz sürece bu ve benzeri olumsuzluklar yaşanacaktır.