İLK DÜĞME YANLIŞ İLİKLENİNCE

İLK DÜĞME YANLIŞ İLİKLENİNCE
20 Kasım 2025 17:22
2
A+
A-

Girişinde “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” yazılı TBMM’den bir heyet İmralı’ya gitmeye hevesli görünüyor. Sorunlu ve sorumsuz oldukları anlaşılan bu vekiller ülkeye karşı borçlarını ve görevlerini unutmuş görünüyorlar.

İçtikleri ant mı? Sözü bile edilmez.

Kuşaklar sonrasına alınlarında kara bir leke taşıyacaklarından habersiz oluşları dehşet verici.

Daha birkaç yıl önce İmralı’daki için idam ipi atanların bugün onun için çırpınır durumda oluşları ve partidaşlarının da bu çırpınmaya çoğunlukla katılıyor oluşları bir gerçeği kim bilir kaçıncı kez doğruladı.

“Şeyh uçmaz, mürit uçurur!”

İmralı heveslilerini ele veren tılsımlı söz : “Yüz yıllık sorunu çözmek için….” diye başlayan tümceler.

Yüz yıllık sorun varsa o da Cumhuriyet’le derdi olanlardır.

Cumhuriyet’in feodaliteye açtığı savaştır onların hoşnutsuzluk kaynağı.

Cumhuriyet, böylelikle bireylerin önündeki engelleri temizlerken ağalığa son vermeye karar vermiştir. Hem ağalık, hem fırsat eşitliği elbette söz konusu bile olamazdı.

Bugüne uzanan ikinci açılımın başında işaret fişeğini ateşleyen Bahçeli’nin ağalığa övgü bağlamındaki sözleri unutulmamalı. O gün için günü kurtardığını düşünen Bahçeli bu sözleriyle açılımın yumuşak karnını ortaya koymuş oldu. Ne yazık ki, hak ettiği ilgiyi gördüğü söylenemez içinde bulunduğumuz çağla örtüşmeyen sözlerinin.

Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, kültürel haklar tanınması, dil konusunda ulus devletin doğasına aykırı bitmez tükenmez isteklerin sıralanması…

Ülkenin ve dünyanın başka birçok ülkesinin birincil sorunu olan feodaliteye değinene rastlayabilene aşk olsun.

Sıradan bir unutkanlık mı?

Elbette değil!

Feodalite sorunu çözülürse Türkiye kazanır. Türkiye gücüne güç katar.

Emperyal projenin böylesi bir sonuca izin vermeyeceği açık.

Silah bırakma tiyatrosuna eklenen “umut hakkı” (siz onu İmralı’dakine özgürlük olarak okuyun) zarfın üzerinde yazandır. Zarfın içindeki başka deyişle mazruf ise bambaşkadır.

Emperyal 100 yıldır kolladığı fırsatı yakalamış gibidir.

Ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak isteyen, hatta buna zorunlu olan bir iktidarın bugün içine düştüğü ekonomik açmaz emperyal projelere kapıları aralamak şöyle dursun ardına dek açmıştır.

İmralı yolculuğu açılımın duyarlı aşamasıdır.

Bir yandan olmazsa olmazdır.

Diğer yandan, milletten açılım kaçıranlar için önemli bir sınavdır.

Bu aşamanın sorunsuz geride bırakılması iktidarın ve emperyal işbirlikçilerinin isteğini ve hevesini kamçılayacaktır hiç kuşkusuz.

Partilerin, meslek kuruluşlarının, sendikaların, derneklerin, demokratik kitle örgütlerinin feodalitenin pençesinde olduğu bir Türkiye görüntüsü var karşımızda.

Bahçeli’yi avuçları patlarcasına alkışlayanlar, sağda solda ağlarken Cumhurbaşkanı ile aynı ortamda olunca ona övgü sıralamakta kusur etmeyen sarı sendika başkanı, iktidarları onyılları aşan ve ancak ölümle sona eren her türden başkan feodalizmin iliklerimize işlediğinin sağlam kanıtlarıdır.

Özetle, ülkeye ihanet peşindekilerin açılım tiyatrosu Türkiye’de ayağı yere basanları yanıltmamalı.

Dünyada emperyalizmi, ülkede feodalizmi göz önüne almayan hiçbir söylemin anlam taşımadığının altını çizerek!

İhanet başarıya ulaşırsa elveda Cumhuriyet, elveda çağdaşlık, elveda her türlü olumlu değer…

Geri dönüşü olmayan duruma düşmemek için sorumlu ve bilinçli her birey ve kurum açılım yolunda yürüyenlerin ayağına takılan taş olmalı.