FATİH KAYMAKAMLIĞI’NA BAĞLI BİR KURUM

Ceyhun Balcı
Deniz Berktay’ın Cumhuriyet’teki köşesinden öğreniyoruz Fener Rum Patrikhanesi’nin başındaki kişinin Türkiye’yi Trump’a şikâyet ettiğini. Ortalama yurttaşın önemli de olsa bu haberi bir şekilde öğrenememiş olması olağan sayılabilir.
Yetkililerimizin derin sessizliğine bakılırsa onların da bundan haberi olmadığı düşünülebilir. Haberli olmalarına karşın sessizlerse bu çok daha kötü bir durum.
Çoğumuz Cumhurbaşkanı Erdoğan-Trump görüşmesine odaklanmışken birisi Trump’la bir araya gelmiş bile. Bir araya gelmekle kalmamış, bizi, bizi seven Trump’a şikâyet etmiş.
Patrikhanenin varlığı Lozan’da belirli koşullara bağlanarak korunmuştur. Fatih Kaymakamlığı’na bağlı bir kurum olması o belirli koşulların gereğidir. Her ne kadar Cumhuriyet hükümetlerinin kimileri Patrikhane’ye esnek davranmış olsa da bu gerçek değişmemiştir.
Patrikhane’nin belirlenen kurallara uymaması durumunda harekete geçecek kurum olarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin değil de Fatih Kaymakamlığı’nın belirlenmiş olması bu kurumun sınırlarını bilmesi gereğinden kaynaklanmıştır. Kaymakamlığa bağlanmış olmanın simgesel anlamı budur.
Türkiye Cumhuriyeti ekonomik bakımdan zora düştükçe siyasi ödün vermeye yöneliyor.
Son açılımı da bu kapsamda değerlendirmek yanlış olmayacaktır.
Ege’deki ada, adacık ve kayalıkların belirlenen statüler dışına çıkartılarak Yunan işgaline uğraması ve daha da kötüsü buna tepkisiz kalınması bir örnektir.
Fener Rum Patrikhanesi’nin Türkiye’yi ABD Başkanı’na şikâyet etmesi ve bu kabul edilemez davranışın karşılıksız bırakılması bir başkası sayılmalıdır.
Ülke içinde hak, hukuk, adalet adına ne varsa yok etmekte sakınca görmeyen iktidarın birkaç örneğini verdiğimiz çarpıcı gelişmelere sessizliği olsa olsa Batı emperyalizmi karşısındaki umarsızlığına ve edilgenliğine bağlanabilir.
Bu gelişmeleri duymamış olamayacağına göre Fatih Kaymakamı’nın elini tutan birileri var demektir.
Azim ve Karar, 24.09.2025