25 KASIM

25 KASIM
25 Kasım 2025 12:09
122
A+
A-

Suay Karaman

1999 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 25 Kasım günü “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak belirlenmiştir. Kadına yönelik şiddet, kadınların fiziksel, cinsel, duygusal yönden zarar görmesiyle sonuçlanan ya da sonuçlanması olası, her türlü cinsiyet temelli şiddet eylemi ile bu eylemin yapılacağına ilişkin tehdit, zorlama ve keyfi olarak özgürlüğün kısıtlanmasıdır.

Ülkemizde 2002 yılından günümüze kadın cinayetlerinde %1700 oranında artış olmuştur. 2002 ile 2023 yılları arasında 220 binin üzerinde kadın, cinsel saldırıdan mağdur olmuş ve on bine yakın kadın öldürülmüştür. Birleşmiş Milletler tarafından yapılan araştırmaya göre Türkiye, şiddet gören kadınlar sıralamasında 86 ülke arasında 11. sırada bulunmaktadır. Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre kadına yönelik şiddet oranları şöyledir; fiziksel şiddet %37, duygusal şiddet %49, ekonomik şiddet %31, cinsel şiddet %15’dir. Ayrıca bunlardan başka dijital şiddetle de karşı karşıya kaldıkları göz ardı edilmemelidir. Ülkemizde yaşayan kadınların %72’si mutlu değildir, evli kadınların %43’ü eşlerinin psikolojik tedavi görmesi gerektiğini düşünmekte ve şiddet gören kadınların %68’i eşinin kendisini öldürebileceğini düşünmektedir. Her gün yazılı ve görsel basında, kadına yönelik cinsel taciz ve öldürme olaylarını görmekteyiz.

Kadınların özgürlüğünü ve namusunu kılık kıyafete indirgeyen zihniyetle, ürkütücü boyutta dövülen, tecavüze uğrayan, yaralanan, sakat bırakılan, öldürülen kadınların sorunları için eğitim yerine sadece boş söylemler üretilmektedir.

Ülkemizde laik cumhuriyetin değerlerinden uzaklaşıldıkça kadınların mağduriyetinin arttığı görülmektedir. Yaşamın akıl ve bilime uygun olarak düzenlendiği çağdaş toplumlar kadınlara gereken değeri verirler. Çünkü kadınlar toplumun ışığıdır ve ülkenin ilerlemesine öncülük eder. Kadınlarına şiddet uygulayan toplumlar, ortaçağ karanlığında sürünürler. Ülkemizin birçok yerinde demokratik haklarını kullanmak isteyen kadınlara karşı güvenlik güçlerinin orantısız şiddet uyguladığı görülmektedir. Kadınlara şiddet uygulayan, tecavüz eden ahlaksız insanlara dokunmayan, ceza vermeyen yönetimler, bu sürecin daha da artmasına yol açmaktadır.

İşte bütün bu sorunların aşılabilmesi için, eğitimli kadınlarımıza ve özellikle de erkeklerimize büyük sorumluluk düşmektedir. Aynı zamanda cumhuriyetin birikimli ve aydınlanmacı öğretmenlerine gereksinim olduğunu da unutmamalıyız. Çünkü kadınlarına şiddet uygulayan toplumlar geri kalır, karanlıklara mahkumdur. O yüzden kadınlarımıza karşı yapılan şiddete karşı çıkmak ve gereğini yapmak zorundayız.

Şimdi Neşet Ertaş’ı anmanın tam sırası: “Kadınlar insandır, biz erkekler ise insanoğlu.”

Azim ve Karar, 25 Kasım 2025