AĞAÇ ÜZERİNE

TBMM zeytine kıymak üzere.
TBMM üyelerinin çoğunluğu tarihsel sorumluluklarının farkında mı?
Vatan kurtarmış, Cumhuriyet kurmuş, çağdaş uygarlığa erişmeyi amaç edinmiş TBMM için acıklı bir tablo.
Vatanseverliği albenili sözcüklere ve kavramlara sıkıştırarak kitleleri avlayanları tam da buradan vurmak gerekir.
Sıra zeytine geldiğine göre ağaçtan, yeşilden, kurttan, kuştan, çiçekten böcekten vazgeçmekte olduğumuz açıktır.
Yüz yıl öncenin gerisine düşmekte olduğumuzu üzülerek görmek durumundayız.
1925 yılında cumhuriyeti kuranlar ağaç yasası çıkartmışlar.
Gerekçesiz ağaç kesmek yaptırıma bağlanmış bu yasayla.
Onun da öncesine uzanıp 17 Şubat 1923’te açıklanan Misakı İktisadi bildirgesine göz atalım :
“Madde 5 : “… Ormanlarını çocukları gibi sever, bunun için ağaç bayramları yapar; yeniden orman yetiştirir….”
Cumhuriyet bilgeliği budur.
Bu konuda, kurtarıcı, kurucu, devrimci Atatürk’ün duyarlılığı üzerinde ayrıca durmayı gerektirir.
Yalova’daki yürüyen köşkün öyküsü biliniyor olmalıdır. Bir çınar ağacını korumak için köşk yürütmek bir yandan güç gösterisi olarak algılansa da diğer yandan eşsiz bir çevrecilik örneği olarak geçmiştir tarihe.
Günümüz Ankarasında, Söğütözü’de gökdelenler arasında varlık savaşı veren “koliba”nın öyküsü öğrenilmeye değerdir.
Yine, Ankara’da Gazi’nin çok önemli eserlerinden birisi olan Atatürk Orman Çiftliği’nin başına gelenler de “neredeeen nereyeee!” dedirtecek türdendir.
Yıkıntıya dönüşmüş, yoksulluğun, yoksunluğun, hastalığın ve elbette ölümün kol gezdiği, henüz ülkeye dönüşmemiş vatandaki canlı ve canlılık duyarlılığıdır “ağaç yasası”.
Her fırsatta, elbette Cumhuriyeti ve kurucularını incitmek, aşağılamak için laf ebeliğini elden bırakmayanların bunlardan haberi var mıdır?
Haberlerinin olmaması olanaksız!
Ancak, amaç ve hedef başka olunca bu haberdarlığın en küçük önemi kalmamış oluyor.
Yinelemek gerekirse!
Vatanseverlik ve vatanı savunmak çok boyutlu, yerine göre karmaşık bir iş.
Söylem kadar eylem gerektiriyor.
Canlıların ve canlılığın doğrudan hedefe konduğu bugünlerde vatan savunması ağacı, yeşili, kurdu, kuşu özveriyle korumaktan, kollamaktan geçiyor.
Canlı ve canlılık yoksa vatan da yok…