YAHUDİLERİN TARİHİ KRİPTOLAR TARİHİDİR 

YAHUDİLERİN TARİHİ KRİPTOLAR TARİHİDİR 
1 Temmuz 2025 01:41
3
A+
A-

Mahiye Morgül

          Yahudi savaş baronları silah satmak için savaş planları yapar. İftira atmadan ve yalan söylemeden savaş çıkartamazlar. Bakın bugün Amerika’da bir Yahudi silah patronu varmış Donald Trump’ı İran’a saldırtan. Seçilirken ona en büyük para veren o silah şirketi. Oysa barışçı diyerek oy toplamıştı Trump.

Yayılmacı tefeci şeytanların yalancılığına karşı bizim Oğuzoğlu atalarımız kültürümüze birinci kural “Asla yalan söylemeyeceksin” kuralını koydular. 

Karadeniz ve Sirkasya’nın büyük Oğuzlu kralı Mete Oğuz’un (MÖ.1.yy) kuralları şöyleydi: “İyi at bin, iyi ok at, üçlü andına uy (İyilikle düşün, İyilikle konuş, İyi işler yap) ve bunlardan önce asla borç alma ve asla yalan söyleme.”

Mevlana bile Mesnevisinde kripto Yahudilerin Hıristiyanlığı nasıl yaydıklarını, yayarken de her bir havarinin başka bir kitapla kürsüye çıktığını anlatır.

Hıristiyanları nasıl mezheplere böldüklerini anladık da, Kurt dağlarından güneye inen “toprak herkesindir” diyen Kurdoğlu Oğuzdinlileri nasıl kandırdıklarını anlamadık. Barzani aşireti mesela. Yahudi asıllı, yani kripto Yahudi.

Alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete… İran üstüne salacakları marabaları böyle peydahladılar. Yıllar önce Barzani aşiretinden İsrail’e götürülüp iki dilli ajanlar yetiştirdiklerini duyardık.

On beş yıl önce Tiflis Üniversitesinden Amerikan ordusunda (Nato’da) beş yıl sözleşmeli çalışacak gençler aranıyor diye ilanlar asılmıştı. Kuzey Irak’ta ve Suriye’de bunlar mezhepçi İslami görünümlü terör örgütlerinde çalıştırıldılar. Hatta bunlardan biri beş yılı dolmadan bir yıl sonra bacağını patlamada kaybetti ve tazminat almadan Tiflis’e döndü ve gencin eniştesi Rize’de bizim inşaatta işçiydi, bana “şimdi ona da ben bakıyorum” diye anlattı.

Geçenlerde çarşıda kelle paça içmeye restorana girdim, orta masada Gürcü tipli bir delikanlı, sıfır sakal 5 numara saç tıraşıyla, Batum’dan gezmeye gelmiş çarşımızı bilen biri gibiydi, yan masadakilere yüksek sesle “Ben İngiliz’im, Ben turistim” diye konuşuyordu. Yalan söylüyordu, ben de yüksek sesle İngilizce “Nerelisin, ailen nerede yaşıyor?” diye sordum. Bana doğrusunu söylemedi, aynı yalanı tekrarladı.

Bir İngiliz hem de hava atarak “Ben İngiliz’im” diyebilemez, gramerinde bu cümle yapısı yoktur. Bir şeyler oluyor, turist yapısı da değişiyor, yalancı turistler var aramızda.

Bu hafta memleket haberlerinde Türkiye’nin üniversitelerinde NATO afişleri asıldığı, NATO’da çalışacak eleman arandığı, bunun için seminerler başladığını öğrendik. Fakülte mezunu gençlerimize kurulan bu tuzağı daha önce Gürcü gençlere uyguladılar. Biliyoruz ki Çeçen ve Uygur gençleri başka yalanlarla avladılar, Suriye’yi bunları da kullanarak bitirdiler.

Yalanlarla inşa edilen BOP savaşları devam ediyor. İsrail yönetimi bugün en vahşi yüzünü gösterdi. İran’dan dersini aldı. İran halkına atılan iftiralara inanan medyamız da o yalanları destekledi. Oysa en güzel “birlik” cevabını Avrupa’dan İran’a dönerken doğu sınırımıza kadar gelen İranlılar verdi.

İran’da çok katlı binalara atılan füzeler sadece odaların duvarlarını yıktı, bizim medya nedenini anlayamadı. Oysa çok basit. İran 2010 yılında çok katlılarda çelik konstrüksiyon inşaata geçmişti. Kolonlar ve kirişler çeliktendir.

Amerikan Yahudi şirketi SPAN tarafından hazırlanan “Çoklu Zeka” kuramı da bir dizi yalanla yapılan eğitim müfredatıdır. Halen her yıl değişen kavramlarla doğru tek tek şey kalmadı içinde. Din Bilgisi kitapları dahil, doğru düşünme engellendi, dindar aileler de kandırıldı. Yeni sözlük hazırladılar, her kavramın yerine bilimsel olmayan uyduruk kelimeler koydular. YALANLARLA EĞİTİM modeline geçirildik.

İran’dan sonra sıra bizde deniyor ya hani. Biz baştan bu yalancı eğitime nesillerimizi teslim ettik. İsrail içimizde. Amerikan ordusuna asker toplamaya başladılar bile. Daha anaokulunda pelerinli Süpermen oldular, kefen giydirilip kıyamete hazırlandılar, Yahudi illüminati masalıyla eğitildiler. Bilimsel ne varsa kaldırdık. Başta İngilizce ders kitapları toptan çöpe atılmalıdır.

Kripto aşiret ağaları, kripto tarikat ağaları ve kripto eğitim şirketleriyle kuşatılmış haldeyiz.  İran’da İslamda birlik var en azından, herkes Şia(Işık) inanışlı, Kerbela ruhunu yaşatıyorlar. Oysa biz artık aynı camide namaz kılmayanlar ülkesiyiz. Türk milletinin sağduyusuna güvenmekten başka çaremiz yok.

Kriptolar içimizde. Türk milleti Oğuz töresine dönmelidir.

Azim ve Karar, 25.06.2025