CUMHURİYET’İN ÇAĞRISINA ÇAĞRI

Ceyhun Balcı
Cumhuriyet’le yaşıt Cumhuriyet’in imece çağrısı elbette önemli.
Basına yönelik baskıların giderek arttığı günümüzde iktidara karşıt yayın organlarının işinin zorlaşması şaşırtıcı değil.
İktidar karşıtı yayın organlarının varlığını koruması kuşkusuz önemli.
Onlar içinde de Cumhuriyet’in yeri ayrı.
Cumhuriyet gazetesinin imece çağrısının Cumhuriyet’i savunma, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkma temelinde yükselmesi olağan.
Ancak, eleştirilecek bir şeyler de yok değil gazete Cumhuriyet’in yayın çizgisinde.
Cumhuriyet parantezini kapatmaya kararlı bir iktidarın varlığında muhalefeti ve onların içinde kurucu partiyi desteklemek anlayışla karşılanabilir.
Bu durum kurucu partinin yanlışlarını ve eksiklerini görmemeyi gerektirmez.
Kurucu partinin bir yandan belediyeler diğer yandan da kurultay üzerinden ateş altına alınmış olduğu koşullarda bu destek daha da anlam kazanıyor.
Gazetenin pusulası Cumhuriyet ve Atatürk ilkeleriyse kurucu partinin çelişkilerine ve yanlışlarına sessiz kalmak anlayışla karşılanamaz.
Yazarlar düzeyinde karşı çıkışlar ve sert eleştiriler yapılmıyor mu sorusuna karşılık gazetenin manşetiyle, haberiyle kurucu partiye uyarıların, eleştirilerin yapılması gereğini anımsatırım.
Özellikle son yıllarda kurucu partinin sapkınlıkları ve yanlışları karşısında ses çıkartanlara “muhalefete muhalefet edilmez” sığlığıyla ayar verildiğine sıklıkla tanıklık eder olduk.
Kurucu parti kendisine bu sıfatı sağlayan gerekçelere dört elle sarılmakla yükümlüdür.
Örneğin, kurucu partinin Cumhurbaşkanı adayı, Özal hayranı olamaz.
Partinin Cumhurbaşkanı adayı “Kürt adayları listeye yazdığım için tutukluyum” diyerek etnikçi, yıkıcı bir kimliğe bürünemez.
Kurucu parti, kurduğu Cumhuriyet’i yıkmakla işlevli komisyon ucubesine katılarak katkı veremez. Diyelim ki böyle bir yanlışa düşüldü. Komisyonun İmralı yoluna düşmeye hazırlandığı şu günlerde bu yanlışından ivedilikle dönmesi beklenir kurucu partiden.
Örnekler çoğaltılabilir.
İstanbul’da başarılı olsa da, İstanbul seçimini 3 kez kazanmışsa da kurucu parti adayı Cumhuriyet’le hesaplaşma derdindekilerle aynı çizgiyi izleyemez.
Diyelim ki izledi!
O kişi kurucu partinin Cumhurbaşkanı adayı olamaz.
Olsa da seçimi kazanamaz.
Cumhuriyet’in çağrısına Cumhuriyet’e çağrıyla karşılık vermiş oldum.
İktidara muhalefetle Cumhuriyet’e muhalefeti biri birine karıştıran kurucu sıfatlı partinin varlığında ilkesel gerekçelerle ana muhalefeti uyarmak, onu doğru çizgiye yöneltmek gazetenin önde gelen ve vazgeçilmez görevi olmalıdır.
Cumhuriyet gazetesi bu bağlamdaki çekingenliği bir yana bırakır ve Cumhuriyet’in yılmaz savunuculuğunu her şeyin önüne koyarsa imece gereksinimi azalacağı gibi gereken durumda yapacağı imece çağrısı çok daha güçlü yanıt bulacaktır.
Kişilerin ve kurumların değil ilkelerin sesi olunmalı!
Böyle biline, ona göre davranıla!
Azim ve Karar, 08.10.2025