BİZE DAYATILAN EYALET VE BAŞKANLIK SİSTEMİ

Recep Akdur
Atatürk ve arkadaşları tarafından, Sevr hevesleri kursağına tıkanan emperyalistler ile, açık ve gizli işbirlikçileri/Tuva atları (Yeni Osmanlıcılar, Ümmetçiler, Kürtçüler, Ayrılıkçı azınlıklar v.b.) her fırsatta bize eyalet ve başkanlık sistemini dayatıyorlar. En son örneği İmralı’daki Terörist Başı’nın, konuşma ve mektuplarında “Amerikan Tipi Eyalet sistemini” veya “Lozan Öncesi sistemi” istiyoruz dediği söyleniyor/yazılıyor.
Eyalet Osmanlıca bir kavram. Sık sık “Yeni Osmanlıcılık” ile birlikte anılmasının nedeni de buradan geliyor. Bilindiği gibi, Osmanlı İmparatorluğu, ulus/ millet anlamında iki ayrı unsurdan meydana geliyordu: Biri Anadolu’daki Müslüman Türk Beylikleri, diğeri de fetih yolu ile Osmanlı toprağına katılan diğer devlet ve milletler. Eyalet kavramı fetih yolu ile katılan bu devletler ya da topraklar için kullanılmıştır. Fetihten sonra padişah tarafından bir beylerbeyi atanarak yönetilen bu devletlerin birçok özelliğine/günlük yaşamına dokunulmamıştır. Merkezi hükumet için önemli olan eyalete biçilen verginin aksatmadan ödenmesi ve savaşlarda Osmanlı’nın yanında yer alması idi. Konumuz bağlamındaki anlatımı ile; Osmanlı’daki “eyalet sistemi” farklı millet ve devletleri fetih ile tek bir devlet (Osmanlı) altında toplaması/ birleştirmesi yolu idi. Günümüzde BOP’çular ya da Terörist Başı’nca Türkiye’ye önerilen; ayrı devlet ya da milletleri üniter bir devlet altında birleştirmek/toplamak değil; tam aksine zaten var olan üniter devleti/ülkeyi parçalamaktır.
Örnek diye gösterilen, Almanya ve Amerika’daki federal devletler Türkçe’ye özensiz/belki de kasıtlı bir şekilde eyalet diye anılmakta ya da tercüme edilmektedir. Oysaki bunların Almanca’da karşılığı ülke (Länder veya Flächenländer), İngilizce’de karşılığı ise devlettir(state). Bunların kavram olarak da tarihte ortaya çıkış süreci olarak da Osmanlı’daki eyalet kavramı ile uzaktan yakından bir ilişkisi/benzerliği yoktur.
Günümüz Almanya’sı kurulmadan önce, o topraklarda her biri ayrı devlet olan derebeylikler hüküm sürmekte idi. Daha sonra bu derebeyliklerin büyük çoğunluğu fetih yolu ile birleştirildi. Bir kısmı ise günümüzdeki ulusal devlet kurulurken gönüllü olarak Almanya ile birleşti. Özetle Almanya’daki federe devletlerin öncesinde/ altında eski bir devlet/ ülke ve düzeni yatar. Yani Almanya’da “eyalet sistemi” farklı millet ve devletleri tek bir üniter devlet altında birleştirmenin yoludur.
Amerika’ya gelince, Avrupalılar Amerika Kıtası’nı işgal edip Kızılderilileri katlettikten sonra, işgale katılan her bir devlet, işgal ettiği topraklarda kendi koloni devletini kurmuş ve başına da bir vali atamıştır. Avrupa’daki kolonyal/merkezi devletler için önemli olan; koloninin kaynaklarının, gelirlerinin ve askerlerinin emrine verilmiş olmasıdır. Bu kolonilerin yönetimleri tarihte bilinen en acımasız sömürü ve diktatörlük örnekleridir. Buna dayanamayan beyaz göçmenler yerli halk ile de birleşerek bağlı olduğu kolonyal/merkezi devlete isyan etmiş ve her biri kendi bağımsız devletini kurmuştur. Zaman zaman kendi aralarında da savaşsalar bile sonunda herkes birbirinin egemenliğini kabul etmiştir. Çünkü bu devletlerin her biri Avrupa’daki emperyalist/ kolonyal devletlere karşı çok zayıftır. Onlara direnebilmenin tek yolu kendi aralarında birleşmekten geçmektedir. Bu nedenledir ki kendi istekleri ile bir araya gelerek Amerika Birleşik Devletlerini kurmuşlardır. Bu tarihi süreçten dolayı özünde her biri ayrı bir devlettir. Her birinin ayrı anayasası, yasaları ve polisi vardır. Öz bir anlatımla Amerika’daki “eyalet sistemi” de tıpkı Almanya’daki gibi farklı millet ve devletleri Üniter bir devlet altında birleştirmenin yoludur. Türkiye’ye önerilen ya da Terörist Başı’nın istediği bunun tam tersi; zaten var olan tek bir devleti ya da ülkeyi daha önce hiç var olmamış devletlere parçalamaktır.
Başkanlık konusuna gelince, elliden fazla ayrı devletten meydana gelen ve her biri kendi başkanını/valisini seçen bir yapıda, bunların çatısı olan federal devletin başına geçecek kişinin de benimsenebilmesinin en kestirme yolu tüm federe devletlerindeki halk tarafından seçilmesidir. Bu nedenle de ABD’de başkanlık sistemi ve halk seçimi vardır. Öz bir anlatımla ABD’de başkanlık sistemi de federe devletlerde yaşayan halkların benimseyebileceği/ benimsediği bir başkan altında birleşmelerine hizmet etmektedir. Bizde ise Üniter Devleti/milleti daha şimdiden ikiye bölmüştür. Başkan yardımcılarını bile etnisitesi ile tanımlamaya kalkışmıştır. Çıkarılacak anayasanın ön koşulu haline getirilmiş; üniter devleti/milleti parçalamanın aleti/aracı/manivelası olmuştur.
Dünya gider Mersine bizi götürmek isterler tersine. Dünyada ayrı ayrı devletler bir araya gelip federal devletler halinde birleşirken, bizim tek/üniter devletimiz, ülkemiz parçalara ayrılmak istenmektedir. Avrupa Birliği örneğinde olduğu gibi ayrı ayrı devletler birbiri ile birlikler kurup tek çatı altında birleşme çabası içindeyken, hem bizi bu birliğe almıyorlar hem de üniter devletimizi/milletimizi parçalamamızı öneriyorlar.! Çünkü çok çeşitli yöntemlerle yeter sayıda işbirlikçi/mankurt yetiştirdiklerine inanıyorlar. Bakacağız göreceğiz, bu millet bu oyunu yutacak mı? Bence yutmayacak. “eyalet sitemi”, “demokratik cumhuriyet” başarıya ulaşamayacak. Aksine, bu millet İkinci Kurtuluş Savaşı ile Lozan’ı bir kez daha taçlandıracak. Sevr’cilerin hevesleri kursaklarında kalacak.
Azim ve Karar, 26/07/2025