ÜÇLÜ İTTİFAK

ÜÇLÜ İTTİFAK
15 Ağustos 2025 17:04
145
A+
A-

Recep Akdur

Üçlü ittifak (Triumvirlik); siyasi terminolojiye Antik Roma dönemindeki örneğinden miras kalmış. İktidarın/ egemenliğin üç kişi/grup tarafından gayrı resmi/gizli bir ittifakla paylaşılması anlamına geliyor. Kavramı siyasete kazandıran bu örnek; MÖ 60. Yılda Julius Caesar, Pompey Magnus ve Marcus Licinius Crassus arasında kurulmuş olan Birinci Triumvirlik’tir.

Son yüzyıllarda kurulan üçlü ittifakların iki örneğinden biri; Sovyetler Birliği’nde, 1953’te Stalin’in ölümünden sonra, iktidarı ele geçiren ve grupları Georgy Malenkov, Lavrentiy Beria, Nikita Khrushchev’in temsil ettiği ittifaktır. Diğeri de Çin’de 1976’da Mao’nun ölümünden sonra, Hua Guofeng, Ye Jianying ve Deng Xiaoping liderliğinde yaşanan ittifaktır.

Türkiye’de de 1950’de Tek Parti/ CHP dönemi bitiminden sonra başlayıp günümüze dek süren bir üçlü ittifak var. Bu üçlüyü oluşturan gruplar, genel olarak gericiler, bölücüler ve işbirlikçiler (kompradorlar) diye adlandırılabilir/ tanımlanabilir. Bunlar hem kendi içinde hem de birbiri arasında emperyalizm tarafından organize ediliyor. Bundan ötürü de ittifakın esas organizatörü/ baskın yönlendiricisi işbirlikçiler.

Bu üçlü ittifak, başta siyasi partiler olmak üzere sendikalar, meslek odaları ve tüm örgütlenmelerde etkin ve etkili bir rol oynuyor. Yöneticileri seçimle belirlenen tüm örgütlerde, ittifakları dışında birileri seçim kazanırsa onlara asla huzur vermiyorlar, “topal ördek” durumuna düşürerek, egemenliklerini bir biçimde sürdürüyorlar. Türkiye’de yetmiş beş yılın büyük çoğunluğunda şöyle ya da böyle iktidarı ellerinde tuttular.

Diğer örneklerinde olduğu gibi; Türkiye’de de bu üçlü, zaman zaman ya da konu temelinde birbirine rakip oldu hatta sert çatışmalara da girdi. Benzer bir şekilde ittifak liderliği el değiştirebiliyor. Ancak ana çizgileri/ ana düşünceleri hiçbir zaman değişmiyor, ittifakları hiçbir zaman bozulmuyor. Bu çizgi, Atatürk’ün formüle ettiği ve Altı Ok ile simgelenen “Cumhuriyet/ Kemalizm düşmanlığı”.

Genelde gizli ittifak olmalarına karşın; geçmişteki “Milli Cephe” örneğinde ya da günümüzdeki “Terörsüz Türkiye” ittifakında olduğu gibi açık koalisyon görüntüleri de sergilediler. Daha da kötüsü bazen kendilerini Atatürkçü diye tanımlayan parti ve grupları da peşlerine taktılar. Ne yazık ki bir süre daha varlıklarını ve iktidarlarını sürdürecek gibi görünüyor.

Azim ve Karar, 15.08.2025