MAKYAVELİZM OPORTUNİZM VE DARÜL HARB’DE HIRSIZLIK VE SAHTEKARLIK CAİZDİR

MAKYAVELİZM OPORTUNİZM VE DARÜL HARB’DE HIRSIZLIK VE SAHTEKARLIK CAİZDİR
10 Ağustos 2025 02:19
125
A+
A-

Recep Akdur

Makyavelizm düşüncesi adını,1469-1527 tarihleri arasında Floransa’da yaşamış politikacı, düşünür ve yazar olan Niccolo Di Bernado Dei Machiavelli’den almış. İktidar olmak ve sürdürmek konusundaki düşüncelerini Prens adlı eserinde yazmış.

Machiavelli, siyasette başarılı olmak için; “her yola, her araca başvurulması gerektiğini ve iktidar için her yolun mubah olduğunu, bu yolda dinsel ve ahlaki kaygıların dikkate alınmayabileceğini” savunmuştur. Hükümdarın, gerektiği zaman dini de alet olarak kullanmasını ancak dindar olsun ya da olmasın son derece dindar görünmesi gerektiğini savunmuştur. Ona göre devlet adamı son derece pragmatist ve bencil olmalıdır. Bencil olmayan bir lider davasını başarıyla yürütemez. Devlet yönetiminde duygu ve vicdana yer yoktur.

Özetle Makyavelizm; “devlet yönetiminde ahlaki ilkelerin işlevsiz, esas ve belirleyici faktörün güç olduğuna inanan, amaca ulaşmak için her türlü araca başvurmanın uygun olduğunu kabul eden” düşünce tarzıdır. Bu düşünceyi benimseyen siyasetçilere Makyavelist denir. Makyavelistler “toplum düzenini sağlamak adına ve iktidarları için her türlü şiddeti ve yaptırımı meşru görürler.Aynı şekilde, belirli bir amaç (örneğin, iktidarı korumak veya güç kazanmak) uğruna hırsızlık ve sahtekarlık gibi eylemler “normal” kabul eder. Bu tür davranışlar ahlaki bir sorun değil, hedefe ulaşmak için kullanılması gereken pratik araçlardır.

Oportünizm; davranışlarını mantık ve ahlak kurallarına dayandırmak yerine çıkarlarına göre uyarlayan tutum ve davranış kalıbıdır. Kısaca fırsatçılık, çıkarları için her fırsattan yararlanma anlamına gelir. Siyasi mücadelede kendisi ve partisinin iktidarı için her fırsatı kullanan siyasetçilere de oportünist/fırsatçı denir.

Oportünistin temel özelliği, fırsatları kendi veya grubunun çıkarlarına çevirmek ve maksimize etmek için; ahlaki kuralları, toplumsal değerleri ikinci plana atarak, başkalarının karşılaşabileceği zararları görmezden gelebilmesidir. Bu nedenle oportünist, kendi çıkarı için hırsızlık, sahtekarlık veya başka etik olmayan davranışlarda bulunmayı normal kabul eder/görür.

İslam inancına göre, Müslüman olmayanların yönetiminde bulunan, bunların baskısı nedeniyle ibadet yapılamayan ve Müslüman komşu ülkelerle çevrili olmayan yere Darül-Harb denir. Burada ibadetin batıl olduğu kabul edilir. Böyle bir bölgede yaşayan Müslümanın ya bölgeyi terk etmesi ya da cihat yapması gerekir. Darül Harb’de cihat yapan Müslüman için her şey mubah ve meşrudur. Onlar için bazı günahları işlemek bile serbesttir. Özellikle Hanefi Mezhebi’nde, Darül-Harb’de yaşayan Müslümanlar için gayrimüslimlerden çalmak ve sahtekarlık caizdir.

Bu üç düşünce birbirine yakındır, ancak aralarında önemli farklar vardır. Her şeyden önce bu düşüncelerin dayandığı esaslar/ gerekçeler farklı. Düşüncelerini gerekçelendirmede; Makyavelizm devleti, Oportünizm devlet edeni, Darül-Harb ise dini esas alır. Her üç düşünce ve davranış kalıbından yalnızca birine sahip olan insanlar olabileceği gibi; bunlardan ikisine ya da üçüne birden sahip olan insanlar da olabilir. Aynı insanda üçünün birden görülmesine ise Makyavelizm, Oportünizm ve Darül-Harb Aşuresi denilmesi önerilebilir.

Bir siyasetçide özellikle de iktidar olan bir siyasetçide bu düşünce ve davranış kalıplarından yalnızca birinin görülmesi bile çok kötüdür. Makyavelizm, Oportünizm ve Darül-Harb Aşuresinin görülmesi ise felakettir, afettir. Bu afete karşı yapılacak ilk iş onu iktidardan defetmek, ikinci iş bu afetin toplumda açtığı yaraları sarmak, yıkımları onarmaktır. Üçüncü iş ise topluma bir esenlendirme programı uygulamaktır. Özetle bir ülkeyi Makyavelizm, Oportünizm ve Darül-Harb aşuresinin etkilerinden arındırmak çok uzun ve zor bir yoldur.

Azim ve Karar, 09.08.2025