MİSAKI MİLLİ’YLE ALDATMAK

Ceyhun Balcı
Hemen her şey aldatma aracı olunca Misakı Milli’nin kendisini kurtarması düşünülemezdi.
Lübnanlaşma millete nasıl yutturulur sorununu çözmede Misakı Milli’ye başvurulduğu görülüyor. Milli Mücadele’yi küçümseyenler, Lozan’ı yenilgi belgesi gibi sunanlar ve elbette Misakı Milli’yi yeterli bulmayanların “Misakı Milli tutkusu” içtenlikten yoksun olduğu gibi gerçekçi de değildir. Misakı Milli sınırlarımızı çiziyoruz diyerek ilerideki küçülmenin ve belki de parçalanma riskinin gözden kaçırılması amaçlanıyor.
Bilindiği gibi, Misakı Milli son Osmanlı Meclisi Mebusanı’nın aldığı son önemli karardır. Bu kararın alınmasında başrolü Mustafa Kemal Paşa’ya vermek yanlış olmaz. Onun uzaktan da olsa kararlı ve örgütçü çalışmaları bugünkü sınırlarımızı belirleyen kararın alınmasını sağlamıştır.
Misakı Milli özgün halinden fire vermiştir kuşkusuz.
Üç fireyi kısaca sıralarsak :
- Batum : 1921 Moskova Antlaşması ile Sovyet Rusya’ya bırakılmıştır. Batum karşılığında bu ülkeden alınan desteği düşünürsek oldukça kazançlı bir ödün olduğu kuşkusuzdur.
- Musul : Lozan’a da konu olan Musul daha sonra çözüme kavuşturulmak üzere sınırlarımız dışında kalmıştır. Son yıllarda yere göğe sığdırılamayan feodal-dinci ve elbette emperyal işbirlikçisi Şeyh Sait başkaldırısı Musul’un sınırlarımıza eklenmesi önünde önemli engel olmuştur. Sürüncemede kalan Musul sorunu 1926 Ankara Antlaşmasıyla Irak’a (Britanya’ya) bırakılmıştır. Musul petrollerinden 25 yıl süreyle % 10 payın Türkiye’ye ödenmesi antlaşmaya eklenmişse de 4 yıl süren ödemelerden sonra geri kalan 21 yıllık ödemeye karşılık 500.000 sterlin alınarak Musul sorunu kalıcı çözüme kavuşturulmuştur.
- Hatay : 1921 Ankara Antlaşması’yla Fransa’ya bırakılan Hatay izleyen yıllarda Atatürk’ün özverili girişimlerine eklenen ustaca hamleleriyle Türkiye Cumhuriyeti’ne katılmıştır.
Özetle, Misakı Milli belgesiyle çizilen sınırlar bugün için tam olarak yaşama geçirilemediyse de konu kapanmıştır.
Akıl temeli üzerinde yükselen Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikası ve sınırlarının belirlenmesi de akılcı ve gerçekçi ilkelere dayandırılmıştır.
Değişen koşullar Musul’un sınırlarımız içine alınmasını olanaksızlaştırınca geri adım atılarak sorunun çözümsüzlüğe bırakılmasının önüne geçilmiştir.
Hiçbir şeyini beğenmedikleri Cumhuriyet’in Misakı Milli’sini kullananlara aldanmamakta yarar var.
Yüz yıl önce çözüme kavuşturulmuş sorunları diriltmenin ve bu yolla toprak kazanıyoruz aldatmacası sahneleyerek toplumu yanıltmaya çalışanların çoğaldığı günümüzde uyanık olunması gereği gün gibi ortadadır.
Misakı Milli kisvesi altında kazanım sağlamaya çalışmanın uzak olmayan gelecekte yıkıcı sonuçlara yol açabileceği akıldan çıkartılmamalıdır.
Son söz : Türkiye’nin ne alacağı ne de vereceği bir karış toprak yoktur.
Azim ve Karar, 26.07.2025