SREBRENİCA’DAN KOBANİ’YE

Ceyhun Balcı
Yıldönümünde Srebrenica kurbanlarını saygıyla anarken, bugünlerde sergilenen açılım tiyatrosuna uzanalım.
Srebrenica’da 8.000 Boşnak’ın yaşamına mal olan katliamın uygar Avrupalılar gözetiminde ve denetiminde (yüksek olasılıkla yönetiminde) gerçekleştirildiğine değinilmemesi olanaksız. Ancak, bu değininin emperyalizmi göz ardı edişi de bir o kadar anlamlıdır.
Sonuçta ortaya çıkan “Sırplar Boşnakları yok etti” tablosudur. Doğru olsa da yeterli değildir bu açıklama.
Soğuk Savaş’ın geride, başka deyişle batı emperyalizminin karşıtsız kalmasıyla ve azgınlaşmasıyla sahnelenen bir kurguydu Yugoslavya’da yaşananlar. Yugoslavya’da başlayan “böl, parçala, yönet” döneminin dünyanın hemen her köşesine dalga dalga yayılacağını öngörememek ancak emperyalizmi yok saymakla olanaklıydı.
Oysa, Yugoslavya’da yaşananlar için rol dağılımı gerekiyordu. O günün koşullarında Sırplara düşen katliamcı olmaktı. Bunu yapabilecek güç baskın öğe olan Sırpların elindeydi. Tito sonrasının kaba Sırp milliyetçiliği emperyal kurgu için biçilmiş kaftandı.
On yıl kadar önceki Balkan gezimiz sırasında Makedonya’daki kimi tarihsel yerlerde rastladığımız Amerikan ve AB bayrakları her şeyi anlatır gibiydi.
Elbette anlayanlara!
O zaman öngörüldüğü gibi başta orta doğu olmak üzere dünyanın pek çok yerinde sınırların yeniden çizilmesi gündeme geldi.
Irak’la başlayan BOP kurgusu Suriye’de başarıyla sonuca ulaştırıldı. Bizdeki kimi budalalar Suriye illerine plaka numarası verme hayallerine kapılsalar da Suriye İsrail’in bağlaşığı oldu. İsrail savaş uçakları Suriye göklerinde akaryakıt ikmali yapar duruma geldiler.
Son olarak İran’a açılan savaş başarıya ulaşamasa da Türkiye bu olayın çok öncesinde “Terörsüz Türkiye” yaldızlı paketle boynunu giyotine uzattı.
Bugün ilk perdesi sahnelenen “Terörsüz Türkiye” tiyatrosu yarınki ikinci perdeyle tamamlanacak.
Birkaç aydır örgüt önderliğine atanan Öcalan’ın etkisiyle ve elbette postacıların çabalarıyla “süreç” tamamlanma aşamasına getirilmiş görünüyor.
Bundan sonraki aşamada bu kötü yemeğin Türk milletine yedirilmesi çabalarına tanık olacağız.
Bu da başarılırsa bir taşla iki kuş vurulmuş olacak.
Birincisiyle, bu sürçe yol veren Cumhurbaşkanı’nın koltuğunu koruması sağlanacak.
İkincisiyle, emperyalizmin 100 yıldır hiç rafa kaldırmadığı Sevr canlandırılmış olacak.
Türk milletinin şaşkın bakışları arasında…
Dünyaya emperyalizm gerçeğini göz ardı ederek bakmanın doğal sonucudur.
Kendi düşen ağlamaz!
Azim ve Karar, 11.07.2025